İsrail artık sol kesimin ve Birleşmiş Milletler'in tepkilerine oldukça alışkın. Bu sefer ise, İnsan Af Örgütü Amnesty International, İsrail'i sivil halk üzerine beyaz fosfor bombası kullanılması sebebiyle, savaş suçlusu olarak tanımladı. İsrail'in beş Birleşmiş Milletler (BM) binasını vurmasının ardından, BM Genel Sekreteri Ban-Ki Moon ise, saldırıyı "Yürek paralayıcı... öfkelendirici ve kabul edilemez" olarak niteledi. Hamas'ın roket saldırılarını kınaması ise daha sonra ve daha yumuşak kelimelerle geldi.
İsrail'in son büyük askeri operasyonu olan 2006 Lübnan saldırısı, daha az tepki toplamıştı. En yakın Avrupa'lı ittifakı İngiltere'de Tony Blair Lübnan'da ateşkes çağrısı yapmakta çekingen kalmıştı. Gaza'nın ikinci gününde Blair'in İşçi Partisi'ndeki halefleri ateşkes için baskı yapmaya başladı; hatta bir vekil İsrail liderlerini "kitlesel katliam" yapmakla suçladı. 2006'daki küresel yankı, Hizbullah'ın 43 İsrailli sivilin ölümüne yol açan roket saldırıları sebebiyle dinginleşmişti. Bu sefer ise Hamas roketleri sivil nüfusa pek sahip olmayan güney İsrail'de üç kişinin ölümüne sebep olurken, İsrail'in karşı saldırısı çok daha ölümcül oldu. Lübnan'daki saldırılar 500 kadar Şii'nin ölümüne sebep olurken, Gaza saldırısında 1,300'den fazla Filistinli öldürüldü.
İsrail'in o kadar izole sayılmayabileceği tek bölge ise Ortadoğu. İsrail'in kendini Araplar'a kabul ettirme çabaları, Moritanya ve Katar'ın ilişkilerini kesmesiyle bir gerileme yaşadı, fakat yapılan dört Arap zirvesi Gaza'ya nasıl cevap verilmesi gerektiği hususunda ortak bir karara ulaşamadı. Ürdün ve Mısır'ın başını çektiği önemli ülkeler, Hamas'ı destekleyen İran'a güven vermek istemiyor. 2006'daki Hizbullah'ın aksine Hamas Arap dünyasında pek de kahraman olarak karşılanmadı. Geçen hafta çatışmaların azalmasının ardından, Hamas'ın Gaza'daki "zafer" gösterisi sönük geçti.
İsrail'in önemli tek bir dostu var. Acaba tarihi zafer konuşması sırasında Müslüman dünyasına "ileriye doğru yeni bir yol" sözü veren Obama bu ilişkiyi gevşetebilir mi? Kısa bir süre önce yapılan Pew anketinin sonuçlarına göre, Cumhuriyetçi Amerikalılar'ın yüzde 55'i İsrail'in Gazze hareketini desteklerken, Obama'nın partisi olan Demokratlar'da bu oran yüzde 45 ile sınırlı kalıyor. Demokrat partinin şu anda yönetimde olduğu göz önüne alınırsa, belki de İsrail, Arap sokaklarından çok, Amerikan sokaklarının tansiyonu hakkında endişelenmeli.
367 krizi ve kapatma davası Türkiye'nin iki yılına mal oldu |
|
|
Türkiye'nin lokomotif sanayicilerinden Sabancı Topluluğu, perakendede çıtayı yükseltiyor. Perakendede kombine olarak yaklaşık 5 milyar TL ciro hedefleyen topluluk, gelecek yıl için bu rakamı 6-7 milyar TL'ye ulaştırmak, mevcut istihdamı da 7 bine çıkarmak istiyor. |
|
|
Buna rağmen verimliliğin her zamankinden fazla önem kazanacağı, deli dolu işlerden hızla vazgeçilen bir dönem yaşanacağını belirten Sabancı Holding Perakende Grup Başkanı Haluk Dinçer, Türkiye'nin 2007 ve 2008 yıllarını önce cumhurbaşkanlığı seçimleri, daha sonra parti kapatma davasının oluşturduğu siyasi gerginlikler nedeniyle boşa geçirdiğini söyledi. Dinçer'e göre bu gerginlikler, tüketici güvenini olumsuz yönde etkiledi ve ekonomiye faturası büyük oldu.
Teknosa'nın 2008 yılı performansı ile 2009 projeksiyon ve hedeflerinin açıklandığı toplantıda konuşan Haluk Dinçer, ABD'den başlayan ve tüm dünyayı etkisi altına alan krizin Türkiye'yi de etkilediğini söyledi. Son ekonomik krizle göstergelerin daha da dibe vurduğunu belirten Dinçer, 2008'in son çeyreğinde hem ekonomik büyümenin hem de özel tüketimdeki yıllık artışın negatif olmasını bekliyor. Dinçer'e göre kriz er ya da geç bitecek. Bu nedenle kriz, ekonomideki yapısal problemlerin çözülmesi, verimsizliklerin giderilmesi, kaynak israfının önlenmesi ve yeni bir vizyon çizilmesi açısından fırsata dönüştürülmeli. "Şimdi kısa vadeli hesapları bırakıp, ülke olarak el ele verip geleceğin Türkiye'si için doğru adımları atma zamanıdır." diyen Dinçer, 2009'un zor bir yıl olacağının altını çiziyor. Hükümetin gelişmeleri yakından takip ettiğini dile getirn Grup Başkanı, Merkez Bankası'nın 2 puanlık faiz indirimi kararının likiditeyi artıracağı kanaatinde. Tüketimin canlanmasına katkıda bulunacağı ümidiyle faizlerin 1-2 puan daha aşağı inmesini beklediklerini dile getiren Dinçer, IMF ile yapılması gündemde olan stand-by anlaşması hakkında, "IMF ile yapılacak anlaşmanın en kısa sürede sonuçlanacak olması sevindirici." değerlendirmesini yaptı.
Perakende sektörünü değerlendiren Dinçer, son yıllarda 'çok deli dolu işler' yapıldığını dile getirdi. Dinçer, "Tüketici talebiyle ilgili beklentiler biraz fazla abartıldı. Hesapsız kitapsız bir arz oluşturuldu. Global likiditenin de etkisiyle talebin çok ötesinde alışveriş merkezleri, mağazalar açıldı. Ziyaretçi çekme gücü sınırlı alışveriş merkezlerinde fahiş kiralar ödendi. Mağaza açma yarışına girildi. Zarar eden mağazalar uzun süreler açık tutuldu. Ama artık bu oyun bitti." diye konuştu. Haluk Dinçer, bazı verimsiz mağazaların, alışveriş merkezlerinin kapatılırken kiraların makul seviyelere çekileceği uyarısında da bulundu.
Bütün tarihî eserler '2010 Kültür Başkenti' uğruna elden geçirilecek |
|
|
Yüzlerce tarihî yapının bulunduğu kültür şehri İstanbul, Avrupa kültür başkentliğine son sürat hazırlanıyor. Her gün onlarca toplantıya katılıp proje değerlendirmelerinde bulunan ve eskiye nazaran daha az uyuyan kültür işçilerinden İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili, "2010 Kültür Başkentliği"ni hayatının projesi olarak niteliyor. |
|
|
2010 fırsatını bulmuşken tüm tarihî eserleri seneye bitmese bile başlatmak için çalıştıklarını ifade ediyor. Kültür Bakanı Ertuğrul Günay da bazı haftalar birkaç kez İstanbul'a gelerek yapılan toplantılara katılmış. Bilgili, 2010 toplantılarında alınan kararlar doğrultusunda Ayasofya, Sultanahmet ve Topkapı Sarayı'nın farklı ve unutulmaz biçimde aydınlatılacağını, bu çalışmaları İstanbul Büyükşehir Belediyesi Enerji AŞ ile birlikte yapacaklarını ifade ediyor.
Bunun dışında "Sur-i Sultanî" projesini hayata geçirerek arkeoloji müzeleri, Topkapı Sarayı ve Gülhane Parkı'nda kalıcı değişikliklere gideceklerini anlatan Bilgili, arkeoloji müzelerine giden yolun uzatılması, Topkapı Sarayı'nın girişinde değişiklikler yapılmasının gündemde olduğunu kaydediyor. Sur-i Sultanî projesi çerçevesinde Topkapı Sarayı'ndaki birçok binanın boşaltılacağını ve depolarda saklı kalmış eserlerin sergileneceğini belirtiyor. Bu çerçevede Tarih Vakfı'na verilmiş olan Darphane'nin boşaltılarak bir kısmının arkeoloji müzelerine, bir kısmının da Topkapı Sarayı'na ekleneceğini ifade eden Bilgili, Aya İrini'nin yanındaki eski karakol binasının da kafe olarak kullanılacağını söylüyor. Topkapı Sarayı'ndaki Matbaa Lisesi'nin de İstanbul Ticaret Odası'nın desteği ile Zeytinburnu'na taşınacağını ve boşaltılacak lisenin kültürel anlamda değerlendirileceğini anlatan İl Kültür ve Turizm Müdürü, Marmaray'a yapılacak yeni müzeye de her ne kadar 2010'a yetişemeyecek olsa da başlayacaklarını aktarıyor. Bilgili, Yıldız Kompleksi'nin yenileneceğini, Haliç, kara ve Marmara'ya sınır olan onlarca kilometrelik surların temizlenerek bir turizm güzergahı haline getirileceğini de sözlerine ekliyor.
"Tüm müzelerin depolarının dolu olması yüzünden birçok eser hem sergilenemiyor hem de zarar görüyor." diyen Bilgili, bu olumsuzluğun önüne geçmek için Beylikdüzü'nde bir arazi satın alındığını ve 2010 Kültür Ajansı'nın talimatları doğrultusunda oraya tüm müzeler için ortak bir depo kurulacağını belirtiyor. Sergilenemeyen eserlerin Beylikdüzü'ne taşınması sayesinde müzelerin ziyarete açık olan bölümlerinde de büyük bir genişleme fark edileceğini aktaran Bilgili, depoların dolu olma sebebini de tarihî yapıların müze düşüncesiyle inşa edilmemesine bağlıyor.
|
'Avrupa Yakası'nda Burhan, lüks bir dairedeki mücevherlerin sergilendiği vitrini kurcalar. O gece mücevherler çalınınca, parmak izleri bulunan Burhan, şüpheli olur. |
|
|
Bu arada Volkan ve arkadaşları düğün ve cenazelere gönderilen çiçekleri toplayıp tekrar satmaya başlarlar; ancak bazı çiçeklerin kartları üstlerinde unutulunca işler karışır. atv / 20.00
Anne-babasını 'güçlü' gören çocuk, hayata güvenle bakar
Ergenlik dönemine kadar çocuklar genellikle ebeveynlerini "güçlü ve ulaşılmaz" bireyler olarak algılar. Bu imaj, ergenlik dönemiyle birlikte kısmen zedelense de yine de ebeveynin çocuk nazarındaki önemi tartışılamaz.
|
Çocuklar, düzenli spor yapmalı
Çocukların sağlıklı büyümesinde spor yapmak büyük rol oynuyor. Spor sadece yetişkinlerin bazı hastalıklarını tedavi etmek için değil, başta şeker, tansiyon, şişmanlık, koroner arter hastalıkları, osteoporoz gibi sağlık sorunlarından korunmak ve bunlara bağlı görülebilen erken ölümlerin önüne geçmek için de öneriliyor.
|
'Nasılsa düşecek' diyerek süt dişi çürüğünü ihmal etmeyin
Dicle Üniversitesi (DÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Behiye Bolgül, süt dişi çürüklerinin kalıcı diş sorunları oluşturabileceğini söyledi. Diş çıkarmada güçlük halinin çocukları huzursuz edebileceğini belirten Bolgül, "Nasıl olsa süt dişidir dökülür anlayışı yanlıştır.
|
Evlatlık için anne-babanın rızası aranmayacak
Ankara 8. Aile Mahkemesi, annesi tarafından bebek yaşta Çocuk Esirgeme Kurumu'na teslim edilen bir bebeğin, aradan geçen 4 yıl süre boyunca teslim alınmaması nedeniyle açılan davada, emsal bir karara imza attı.
|
40 bin polis, kadına şiddeti önlemek için eğitildi
Türkiye genelinde 'Kadına Karşı Şiddete Son Ulusal Kampanyası' devam ediyor. Emniyet Genel Müdürlüğü, "Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesinde Polisin Rolü ve Uygulanacak Prosedürler Projesi" kapsamında 40 bin polisi eğitimden geçirdi. Türkiye'de kadınların şiddet görme oranı yüzde 30 ile yüzde 70 arasında değişiyor.
HSYK'nın yaptığı 3 savcı ataması kafaları karıştırdı |
|
|
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), İstanbul ve Bakırköy adliyesinde görevli 3 savcıyı özel yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'nde görevlendirdi. Haber, bazı medya organları tarafından ilk andan itibaren 'Ergenekon davasına yeni 3 savcı atandı' şeklinde sunuldu. |
|
|
Atamanın Ergenekon sanıklarından İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek'e yakın Aydınlık Dergisi'ndeki "HSYK'ya çağrı: Soruşturmaya gerçek savcıları atayın" başlıklı haberin iki hafta sonrasına denk gelmesi de kafaları karıştırdı. Aydınlık'ın 18 Ocak 2009 tarihli sayısında, Savcı Zekeriya Öz'ün uygulamaları şikayet edilerek "Yargı çevreleri HSYK'nın soruşturmaya deneyimli hukukçuları atamasını istiyor." ifadelerine yer verilmişti. Adalet Bakanlığı kaynakları, Ergenekon davasına özel yetkili 6 savcının bakmakta olduğunu, bunun da diğer dava dosyalarında savcı eksikliğine yol açtığını belirtiyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı da özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde görev yapacak savcıya ihtiyaçları olduğu için ilgili atamaların yapıldığını söyledi. Çolakkadı, "Bu savcıların görev alacağı soruşturmaları da başsavcılık belirleyecek." dedi. HSYK çevreleri bu bilgileri teyit etti.
Hukukçular, tartışmanın YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun ve eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun açıklamalarıyla gündeme getirildiğinin altını çiziyor. Bu yönlendirmeler ve Aydınlık'ın yayını ise yargıyı baskı altına alma çabası olarak değerlendiriliyor. HSYK'nın yaptığı atamanın bu gelişmelerden sonra gerçekleşmesi dikkat çekici bulundu. Eski Başsavcı Reşat Petek'e göre, ilgililer bir derginin yayınıyla karar almaz: "Hukuka uygun adımlar atacaklardır."
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, HSYK'nın dünkü toplantısından ayrılırken, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, özel yetkili başsavcı vekilliğine yeni savcıların atanması talebinin kurulda ele alındığını kaydetti. 3 savcının Beşiktaş'taki cumhuriyet savcılığında görevlendirildiğini belirten Şahin, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılardan Zekeriya Öz'ün terfi işleminin kurulda ele alınmadığını söyledi.
HSYK ise internet sitesinde yaptığı açıklamada, savcılar Rasim Işıkaltın, Kasım İlimoğlu ile Mustafa Çavuşoğlu'nun özel yetkili savcı olarak atandığını ilan etti. Savcıların üçü de birinci sınıf yargıç statüsünde. Rasim Işıkaltın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemiyle ilgili açılan soruşturmada Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ifadesini almıştı. Kurulun Ergenekon soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ü değiştirmek yerine, daha kıdemli savcılar atayarak soruşturmayı etkisiz kılacağı iddia edilmişti.
Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevi sırasında bazı ihalelerde usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla açtığı soruşturmada görevsizlik kararı vermişti. İstanbul Başsavcılığı'na gönderilen dosyaya Savcı Işıkaltın bakmış, Erdoğan ile Ali Müfit Gürtuna'nın ifadelerini almıştı. Işıkaltın'ın ismi Başbakan hakkındaki iddianameyi hazırlayan savcılar arasında da yer almıştı. Işıkaltın, Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Hrant Dink'in avukatı Yücel Sayman'ın Kemal Kerinçsiz'e 'alçak herifler' diyerek hakaret ettiği iddiasıyla açılan davada da duruşma savcısı olarak görev yaptı. Esas hakkındaki mütalaasında 'kamu görevlisine, görevinden dolayı hakaret ettiği' iddiasıyla Sayman'ın, 1 yıl 2 ay ile 2 yıl 4 ay arasında hapse çarptırılmasını talep etmişti. Ancak mahkeme, Sayman'ın beraatine karar vermişti.
İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek'e yakınlığıyla bilinen Aydınlık Dergisi, iki hafta önce "HSYK'ya çağrı: Soruşturmaya gerçek savcıları atayın" başlıklı bir haber yayınlamıştı. Dergi, Savcı Zekeriya Öz'ün uygulamalarını şikayet ederek "Yargı çevreleri HSYK'nın soruşturmaya deneyimli hukukçuları atamasını istiyor." ifadelerini kullanmıştı. Eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ile YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu da Ergenekon soruşturmasına yeni savcılar atanmasını istemişti.
BURAK KARLI İHA
|
|
|
|
|
|